Pozitif Düşünmek

Tarik Guney
3 min readOct 6, 2022

--

Bence hayatımızı en zorlaştıran şey, onu otopilot modunda yaşamak. Yani, koştuğumuz bu yolda arada bir durup, neredeyiz, ne yapıyoruz ve en önemlisi neden yapıyoruz diye bir defa bile sormadan, farkına varmadan duygularımız, arzularımız ve etrafımızda olanların iç dünyamızda oluşturduğu rüzgarlarca bir oraya bir buraya savrulmak. Kimileri otopilotu seçebilir. Çünkü çoğu zaman en kolay yaşam biçimidir bu.

Bazen ise etrafımızda hiç düşünen insanlar örneği görmeyiz. Onun için arada bir soluklanıp, içine daldığımız eğlencelerden ya da sorunlarımızdan uzaklaşıp kendimizi, yaptıklarımızı, geçmişimiz ve belki de geleceğimizi düşünmek aklımıza gelmez. Benim de önümde örnekler olmadı hiç. Bunu sadece kitaplardan duydum ve öğrendim. Emin olmadığım bu davranışa verdiğim şans, belki de hayatımın en değerli adımı oldu.

Devam etmeden önce şunu söylemekte yarar var: Pozitif düşünce, hadi bugün iyi hissedeceğim demekle gelişen bir alışkanlık olmadı bende. Tabiki de kendinize güzel telkinlerde bulunmak yararlı olacaktı ve oldu da, ama asıl mesele insanın düşünce yapısını değiştirmek. Bunu da zamanla düzenli olarak kendi düşüncelerini, tepkilerini ve kısacası yaşantısını sorgulayarak yapacağını tecrübe ettim.

Belki de çoğumuzun kendi muhasebemizi yapmamamızın sebepleri arasında sadece üşünmek değil, nasıl yapacağımızı bilmemekte yatıyor. Bu biraz da düşe kalka öğrenilen bir yetenek. Çünkü sorduğumuz sorular, düşüneceklerimizi belirleyecek. Bu ise, yaşantımızdaki önem sırasını değiştirecek.

Burada bir kez daha duralım ve neden pozitif düşünce önemlidir diye soralım. Pozitifin buradaki manası olumlu düşünmek. Her şeyin iyi gittiği zamanlarda çok aklımıza gelen bir şey değil. Ama sorunlar ile karşı karşıya kaldığımızda bu sorunlardan nasıl bir insan ortaya çıkacak sorusuna cevabı verecek etkenlerden bir tanesi olumlu düşünebilmek. Sorunlar karşısında direnç geliştirmeyen insanlar, gelişmekte de çok zorlanıyorlar. Çünkü insan, komfor alanının dışına çıktığında gelişebiliyor ve komfor alanı dışında ise insanı, sorunlarla mücadele etmek bekliyor. Negatif düşünmek ya da hiç düşünmemek, bu mücadelede sahip olduğumuz techizatımızın hızlıca bitmesine neden oluyor. Yani sabrımız hızla tükeniyor, sonrasında ya kaçıyoruz ya da etrafımızı ve kendimizi kırıp döküyoruz. Kendi zayıflığının ve tepkileriyle sorunların daha çok büyümesine neden olduğunun devamlı farkına varan birisi, daha fazla içine kapanabiliyor. Bu konu hakkında daha fazla konuşmaya gerek yok bence.

Peki kendi muhasebimizi nasıl yapabiliriz? Kişisel hayatlarımız iş hayatlarımızda öğrendiğimiz yöntemlerden ders alabilir. Mesela, yazılım mühendisleri olarak her 2 haftada bir, şimdiye kadar geçen zamanda ne iyi gitti, neyi geliştirebiliriz ve aksiyon maddeleri çıkarıp bunları hayata geçiririz. Takımın başarısı bunu yapmaya ve devamlı yapmaya bağlıdır. Kendi hatalarını merak etmeyen ve bunları geliştirmek için adımlar atmayan takımlar zamanla körelir ya da hiç başarı yüzü göremezler.

Günde 10–15 dk hızlıca kendimize benzer basit soruları sormakla bu alışkanlığa başlayabiliriz. Telefonlardan ve bilgisayalardan kafamızı kaldırmak ve kendimizden başka herkesin neler yaptığıyla ilgilenmekten 15 dakika uzaklaşmak ile hayatımızı çok olumlu yönde değiştirme şansımız var. İnsan kendisini tanıdıkça daha olumlu olabilir ama bunu da düzgün yapması lazım. Mesela, sadece yanlışlarına bakarak yaşadığı günü düşünürse, daha olumsuz düşünmeye başlar. Geçmişini, gününü, ve geleceğini harmanlayarak düşünmek gerekir.

Daha önce bilmediği ama yine de başardığı şeyleri düşünebilir mesela. Nasıl başardı ve ne gibi yetenekleri açığa çıktı. İlk zamanlar imkansız görünen o işi nasıl oldu da alının akıyla bitirdi. Bu, insanın kendisine güvenmesi için lazım. Yani hayatın gerçeklerini görmesi, yani her yeni işe başlandığında endişe duyulacağı, o işi bilmediğinden dolayı hatalar yapabileceği gerçeği, bazı işlerin diğerlerinden daha zor olabileceği, düşüp kalkması gerektiği, yorulacağı gerçeği… Ama diğer nice işte yaptığı gibi bunu da alnının akıyla bitirebileceği, istediği gibi sonuçlanmasa bile süreçte kendisine yardımcı olacak nice şeyler öğreneceğin farkında olması lazım. Zorluklar, bir kaç click ile halledilebilecek ya da takıldığımızda backup ile yeniden başlanacak kolaylığında değil. Zaten insanları birbirlerinden ayıran da bu farklılık ve farkındalık… Bir de başarılı olduğumuzdan daha fazla başarısız olacağız. Ama bizleri başarılı kılacak olan, başarısız olma uğruna yine de deneme ve öğrenme arzumuz olacak.

Kendinize şu sorularını sorun:

  1. Bugün ne iyi yaptım?
  2. Bugün neleri daha iyi yapabilirdim?
  3. Bugün ne öğrendim?

Sadece üç tane soru. Bunu soracak kadar kendimize vakit ayırmıyorsak, o zaman hayatın arzuladığı gibi yaşamaya mecburuz demektir. Bu üç soru ile başlayan ve insana soru sormayı öğreten bir sürece hoşgeldiniz. Kendinizi ve gerçekleri tanıdıkça daha olumlu düşüneceksiniz. Sonrasında daha sakin, daha anlayışlı ve hareket insanı olacaksınız.

Unutmadan, düşüncelerinizi yazın. Bu soruların cevaplarını yazarsanız, daha fazla etkili olurlar. Yazmak insanın düşüncelerini organize eder ve tutarsızlıkları daha rahat görmenize yardımcı olur.

--

--